4 Temmuz

Türkiye’deki Engel; “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Karşı Toplumsal Direnç”


Toplumsal kalkınmanın önündeki büyük engellerden biri toplumsal cinsiyet eşitsizliği. Ne yazık ki kadınların is dünyasındaki yeri yüzde 30’u geçmiyor. Kadın istihdamını olumsuz etkileyen bu sorunu çözmek için yalnızca kadınların değil, erkeklerin de taşın altında elinin olduğu, toplumsal mücadele gerekiyor.

Kadınlar, nüfusun yarısını oluştursalar da ekonomik hayata katılımları, kalkınmadan yararlanma imkanları, nüfuslarıyla doğru orantılı değil. Türkiye’de sanayileşmenin artması ile kadınlar, yaklaşık 70 yıldır aktif olarak is hayatında yer alıyor. Ancak TÜIK’e göre, her 10 erkekten yedisi iş hayatında iken, kadınlarda bu rakam yalnızca üç.

Türkiye’nin Ulusal İstihdam Stratejisinin 2017-2019 dönemi için hazırlanan eylem planında, kadınların işgücü piyasasına katılmalarının önündeki engellerin ortadan kaldırılması çalışmalarının sürdürüleceği yer alıyor. ILO verilerine göre, eğer Türkiye’de işgücüne katılım açısından cinsiyetler arasındaki 41 puanlık fark yüzde 25 düzeyinde azaltılabilirse, kişi basına düsen milli gelir 2 bin 565 Dolar artabilir. Bu durum, aynı zamanda gayri safi yurt içi hasılanın da yaklaşık 170 milyar Dolar artması anlamına geliyor.

Hali hazırda bu tablonun pozitife dönmesi adına kız çocuklarının eğitim fırsatlarından daha fazla yararlanabilmesi gibi hedeflere dönük yasal düzenlemeler yapılıyor. İş dünyası ise, eşit işe eşit ücret, kadın istihdamının artırılması, kadın çalışanların kapasite geliştirme ve liderlik konularında desteklenmesi ve teşvik edilmesi gibi çalışmalara yoğunlaşıyor.

Ancak uzmanlara göre tüm bu çabaların önündeki önemli engellerden biri; “toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı toplumsal direnç”. Yani; belli iş ve mesleklerin kadınlara uygun olarak kabul görmemesi, kadın işi – erkek işi klişeleri, kayıt dışı sektörlerde kadınların düşük ücretlere çalıştırılması ve kadınların iste ve evde çifte mesai yapması, çocuk, hasta ve yaşlı bakımı sorumluğunun kadınlarda olması vb…

“Bu durumun ‘normal’ olmadığını yeniden hatırlamalıyız…”

“Gücümüzü dev bir adıma dönüştürmeliyiz” diyen PERYÖN – Türkiye İnsan Yönetimi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Berna Öztınaz, “Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farklı pek çok kurumla önemli projeler yürütüyoruz. Toplumsal tepkisizliği geride bıraktığımız ve enerjimizi birleştirdiğimiz zaman dönüşümün başlayacağına inanıyoruz. Bu nedenle konuya dair atılacak her adımda PERYÖN olarak elimizden geleni yapmaya ya da yeni ve hedef odaklı çalışmalarda görev almaya açık olduğumuzu da belirtmek isterim” dedi.

“Ülkemizde kadınların istihdama katılım oranı yüzde 29. Yükseköğrenim görmüş kadınların istihdam oranı tüm AB ülkelerinden geride. Şirketlerin sadece yüzde 5,4’ünde üst düzey bir kadın yönetici bulunuyor” diyen Öztınaz; “Kadın girişimcilerin oranı, tüm girişimciler arasında ancak yüzde 15’i buluyor. Bu rakamlara baktığımızda şaşırmıyoruz. Ne yazık ki insan neslinin, sık sık karşılaştığı olumsuzlukları kanıksamak, normalleştirmek gibi kötü bir özelliği var. Oysa bu olumsuzlukları değiştirmek istiyorsak işe bu durumun ‘normal’ olmadığını yeniden hatırlayarak başlamalı ve mutlaka aksiyon almalıyız. Kadınların sahip oldukları gücü ve potansiyeli anlatmalıyız, iş hayatının her yerinde bu güçten faydalanmalıyız. PERYÖN olarak kadın istihdamını tüm gücümüzle destekliyoruz. Bu yolda, iş dünyasından, STK’lardan ve kamu kurumlarından aldığımız destek ve sürdürdüğümüz dayanışma, kadınla erkeğin her alanda eşit olduğu bir gelecek için umut olmaya devam ediyor. Bundan sonra da farklı projelerde yer alarak bu umudu sürdüreceğiz” dedi.